Doctor Who: Trenzalore Öyküleri

22 Aralık 2015 Salı

Kitabın Adı: Trenzalore Öyküleri
Özgün Adı: Tales of Trenzalore
Yazarlar: Justin Richards, George Mann, Paul Finch, Mark Morris
Türü: Bilimkurgu, Macera, Öykü
Goodreads Puanı: 3,72
Sayfa Sayısı: 216
Yayınevi: İthaki Yayınları
Basım Yılı: 2015
Çevirmen: Ekin Odabaş

Arka Kapak Yazısı:
"Yüzyıllardır buradayım, bir an olsun rahat vermediler…"
Öngörüldüğü üzere, evrenin orduları Trenzalore kapılarına dayanmıştı. Gezegenin yerle bir olmasının önünde tek bir engel vardı: Doktor. Bu pejmürde adam, dokuz yüz yıl boyunca gezegeni ve üzerindeki Noel adlı ufak kasabayı kötü niyetli güçlere karşı korumuştu.O korkunç yıllarda yaşanan olayların bir kısmı kayıtlara geçti. Ancak diğer pek çok hikâye gizemini korumayı başardı. Ta ki bugüne dek...
Bu kitapta anlatılanlar, yüzyıllar boyunca Noel'in ve sakinlerinin yüzleştiği tehlikeleri savuşturan Doktor'un öykülerinden sadece birkaçı. Bu öyküler, günün sonunda dizleri titreyen canavarların ve her şeye rağmen onlara karşı duran bir adamın son anına kadar nasıl direndiğinin şimdilik elimizdeki tek kanıtı.
(Tanıtım Bülteninden)

Doctor Who ile ilgili herhangi bir şey beni her an  mutlu edebilme potansiyeline sahip ^_^ Bu deli adamı o kadar çok seviyorum ki; onu tanımak, onun dünyasına girmek için neden bu kadar geç kaldım diye sürekli hayıflanıyorum. Evet, sürekli duyup görsem de Doctor Who benim yeni yeni tanımaya çalıştığım bir dünya maalesef. Açığı kapatmak için klasik seriyi izliyorum, ne var ne yoksa okuyorum, aç kedi gibi kitaplarına saldırıyorum... Trenzalore Öyküleri de çıkar çıkmaz aldığım bir kitap oldu o yüzden. Çıkar çıkmaz alsam da hemen okumadım, biraz beklettim kitabı. Sonra Siluet çıktı, sonra Dehşet Ağı çıktı derken benim gibi bir Whovian olan çok yakın bir dostum neden bunları birlikte okumuyoruz dedi. Böylece son çıkan Doctor Who kitaplarını ardarda okuyarak kombo yapmaya karar verdik ve ilk kitabımız Trenzalore Öyküleri oldu.
İlk olarak söyleyeceğim şey; eğer dizinin 2013 Noel özel bölümü olan The Time of the Doctor bölümünü izlemediyseniz kitaptan bir şey anlayamazsınız. 11. Doktor olan Matt Smith'in rejenerasyon geçirerek tahtını 12'ye devrettiği bölümden bahsediyorum. O bölümde Doktor Trenzalore gezegenindeki Noel kasabasını çıkabilecek olası bir savaştan korumak için yüzyıllar boyunca orada kalıyor, kasabaya ulaşmaya çalışanları engelliyordu. Tabii orada geçen 900 yılın çok az bir kısmı ekrana yansıyabilmişti. İşte Trenzalore Öyküleri de, orada başka nelerin yaşandığına küçük de olsa bir ışık tutmak için farklı yazarların yazdığı 4 öyküden oluşan bir kitap.

Trenzalore

İlk öykü olan Dolu Yağmurları, yine 11'in bölümlerinden birinde gördüğümüz Buz Savaşçılarının Noel'e gelmesiyle başlıyor. Bölüm bence durağan ilerliyor ve çok da tatmin etmeyen bir sonla bitiyor. Ben Doktor'un zekası ve bilgeliğiyle olayların üstesinden geldiği zamanları daha çok sevdiğim için ve bu öyküde de pek fazla zeka belirtisi görmediğim için -bir iki olay hariç- Dolu Yağmurları benim açımdan ortalama bir hikayeydi. 
İkinci öykü Kurtlu Elma ise Krynoidlerin Noel'i istila etmeye çalışmasını anlatıyor. Bu öykü ilkinden çok daha iyiydi bence, temelleri daha sağlamdı ve sonu da çok daha Doktorluktu. Öykü boyunca ona yardım eden küçük çocuğu da çok sevdim. Ayrıca Doktor'un dizide gördüğümüz bastonunu nereden edindiğine bir cevap bulmamız da güzel bir ayrıntıydı bence.
Üçüncü öykü Trenzalore'daki Yabancılar benim en sevmediğim öykü oldu. Doktor daha yaşlıydı ve bunu söylediği her kelimede hissettim, ama bundan hiç hoşlanmadım. Benim sevdiğim neşeli Doktor gitmiş yerine hüzünlü yaşlı bir adam gelmiş gibiydi. Olayların gelişmesini de çok yavaş ve sıradan buldum. Doktor yerine kasabadan herhangi biri olsa yine onun yaptığı şekilde engelleyebilirdi gelenleri. Doktor'un farkını göremedim.
Son öykü olan Rüyalar ise bir önceki öyküyle birlikte düşen beklentimi -beni şaşırtarak- fazlasıyla karşıladı. Açık ara kitaptaki en iyi hikayeydi. En yaşlı hali de olsa Doktor yine bildiğimiz Doktor'du, olaylar sıkmadan gayet dozunda ilerledi ve basit ama gerçekten zeki bir şekilde son buldu. Öyküler kısa olduğu için konuya çok değinmeden spoiler tehlikesinden uzak durmaya çalışsam da şunu söyleyebilirim ki eğer Supernatural izliyorsanız, bu öyküyü seveceksiniz. 
Kitap finali Rüyalar ile yapmasaydı, Trenzalore Öyküleri benim için ortalama bir Doctor Who kitabı olacaktı. Açıkça söylemek gerekirse 11 benim Doktorum değil, o nedenle kitaba çok hevesli başlamadım ama genel olarak sevdim. Öykülerle birlikte Doktor'un yaşlanmasını, kasabayı biraz daha iyi tanıma şansımızı, çok iyi olmasa da çevirisini, baskı kalitesini, İthaki'nin kitabı Handles'a ithaf etmesini ama en çok Doktor'la daha çok vakit geçirmiş olmayı sevdim. Eğer diziyi izliyorsanız kitabı okuyabilirsiniz; kısa kısa, sizi zorlamayacak öykülerle Doctor Who'yu izlemek değil de okumak nasıl oluyor görebilirsiniz. Bir Whovian'sanız da, bir şey söylememe gerek yok; zaten okumuşsunuzdur :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS