Kumral Ada Mavi Tuna / Buket Uzuner

8 Eylül 2016 Perşembe

Kitabın Adı: Kumral Ada Mavi Tuna
Yazarı: Buket Uzuner
Türü: Aşk, Dram, Aile
Goodreads Puanı: 4,03
Sayfa Sayısı: 500
Yayınevi: Everest Yayınları
Basım Yılı: 1997

Arka Kapak Yazısı: 
"Bir salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu. Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi!
Kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o salı sabahı evden çıktım.
Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk'taki evinden apar topar alınıp, askere götürülür. O, bunun bir kabus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır.
Buket Uzuner, yıllar önce İki Yeşil Susamuru'nu okuyarak tanıştığım bir yazardı. Kitabın üzerimde o kadar büyük bir etkisi olmuştu ki başından kalkmadan okuduğum o iki günü hala hatırlarım. Sonra birkaç kez daha okumuş, farklı açılardan bakma fırsatı da yakalamıştım. Onu bu kadar sevince yazarın diğer kitaplarını da edinip kitaplığıma koydum ve bir Buket Uzuner okuma sırası oluşturdum kendime. Kumral Ada Mavi Tuna'yı sonlara saklıyordum ama geçen aylarda çıkan haberler nedeniyle iyice artan merakıma yenilerek okudum. 

Kumral Ada Mavi Tuna, bir aşk hikayesini konu alırken Türk toplumunun yaşayışına, aile yapısına, çocukluk ve gençlik sancılarına, yetişkinlik döneminin ağırlıklarına da değinmeden geçmiyor. Aşkın da aslında bir nevi iç savaş olmasından yola çıkıp bütün bir ömrü nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seriyor.

Tuna, ailesiyle birlikte İstanbul'un Kuzguncuk semtinde yaşayan küçük bir çocukken bir gün karşılarındaki köşke taşınan aileyle birlikte birden hayatı değişiverir. Dönemin ünlü oyuncularından bir çiftin kızı olan Ada'ya daha o küçücük yaşında tutulan Tuna, onu abisi Aras da dahil olmak üzere herkesle paylaşmak zorunda kalır. Ada'yla birlikte büyürken yaşadıkları tüm zorluklarla aralarındaki bağ da git gide güçlenir ve artık birbirlerinin ayrılmaz bir parçası olurlar. Ama yıllar sonra bir gün, Tuna hiç beklemediği bir anda bu çok sevdiği kadının cinayetten tutuklandığını söyleyen bir gazete yazısıyla karşılaşır. Aynı gazete ona ülkede bir iç savaş çıktığını da söylemektedir. En çok korktuğu iki şey aynı gün gerçekleşen Tuna Ada'ya yardım etmeye giderken askerler kapısına dayanıp onu götürürler. Tuna başına gelenlerin gerçek mi yoksa kötü bir kabus mu olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da çaresizce Ada'yı merak etmektedir.

Kitap Tuna, Ada ve Aras'ın çocukluklarından başlayarak yetişkinlik dönemlerine kadar uzanan olayları konu alırken, bir yandan da Tuna'nın iç savaşta yaşadıklarını anlatıyor. Geçmişe ait bölümleri zevkle okurken iç savaşın da aslında bir metafordan ibaret olduğunu görüyoruz. Ben bu noktada Tuna'nın başına gelenin Kafka'nın Dönüşüm kitabındaki böceğe dönüşme olayıyla benzerlik gösterdiğini düşünüyorum. Gregor Samsa her şeyi içine ata ata en sonunda kendini bir böcek olarak bulmuştu; Tuna da bir iç savaşın göbeğinde buluyor. Ayrıca bu iç savaş, yukarıda da dediğim gibi, aşkı da temsil ediyor. Konunun nasıl güzel işlendiğine bir bakar mısınız? Tuna ve Ada'nın çocukluk ve gençliğini anlatan bölümlerin naifliğine ve güzelliğine değinmiyorum bile. Buket Uzuner gerçekten iyi bir yazar.

Tüm bunların yanında kitap, bir yetişkinin yaşamının her döneminde tecrübe ettiği noktalara biraz biraz da olsa değinmiş. Çocukluk, ilk aşk, aile ilişkileri, öğrencilik hayatı, para kazanma, evlilik, seks ve daha birçok konuyu kitapta gerçeğe oldukça yakın bir biçimde anlatılırken bulabilirsiniz. Ben Buket Uzuner'in kitaplarını bu nedenle çok seviyorum. Çok hayattan, çok yaşanabilir hikayelerin içine hepimizin bildiği şeyleri serpiştirerek anlatıyor ama bu tanıdıklık okuyucuyu sıkmıyor. Aksine, çok dokunaklı ve tokat gibi çarpan sayfalar okuyoruz. İşte Kumral Ada Mavi Tuna da yazarın her zamanki akıcı ve yalın diliyle birleşince böyle bir okuma serüveni sundu bana. Kitabı bitireli uzun bir süre olmasına rağmen içinde geçen bir cümleyi hatırlayıp Aras'ı düşünürken buluveriyorum mesela kendimi. Ya da deli gibi altını çizdiğim yerleri başka defterlere not alırken. Hala etkisi altındayım yani, daha da uzun bir süre çıkabileceğim gibi görünmüyor.

Kısacası, su gibi bir kitap bu kitap. Özellikle gençler okumalı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS