Marslı / Andy Weir

17 Haziran 2015 Çarşamba


2014 yılı en iyi bilimkurgu romanı! 
(Goodreads Choice 2014 Winner)

Kitabın Adı: Marslı
Özgün Adı: The Martian
Yazarı: Andy Weir
Türü: Bilimkurgu
Goodreads Puanı: 4,35
Sayfa Sayısı: 416
Yayınevi: İthaki Yayınları
Basım Yılı: Andy Weir, 2014
               İthaki, 2014
Çevirmen: Emre Aygün

Herkese selam! Yaz bu sene geç olsa da geldi, sıcak havalarda da evden ya da yazlıktan çıkmayıp kitaplara gömülmekten başka bir şey yapamıyor insan. Gerçi benim sınavlarım henüz bitmedi ama arada biraz kaçamak yapıp sınav döneminde de olsam kitap bitirebiliyorum :D Marslı'ya başlayalı 2 hafta kadar olsa da kitabı yeni bitirmemin nedeni vaktimin çoğunu ders çalışmakla geçirmemdi malesef :( Ama olsun, çok iyi yapmışım zira kitap beni o kadar çok güldürdü ki neşem yerine geldi ^_^
Kitap, bir insanlı Mars görevinde yer alan bir astronotun, Mark Watney'nin başına gelen talihsiz bir kaza sonucu Mars'ta mahsur kalmasını ve orada başından geçenleri anlatıyor. Başta görev arkadaşları, NASA, Dünya'daki herkes onu Mars'taki kazada öldü bilirken, Mark bir şekilde NASA'yla bağlantı kurmayı başarıyor ve sonra kurtuluş operasyonu başlıyor. 416 sayfada anlatılan olaylar bundan ibaret. Ama tabi ki heyecanlı, komik, zekice ve iyi kurgulanmış bir şekilde :)
Bana kitabı tek kelimeyle anlat deseler, herhalde 'doğal' derdim. Yani tabi ki bunu her gün Mars'ta mahsur kaldığım için söylemiyorum :P :D Böyle dememin nedeni, dilinin, anlatımının, ana karakterin çok doğal, çok günlük oluşuydu. Sanki Mark Watney'i tanıyormuşum da onunla beraber ben de Mars'ta kalmışım, ya da diğerleriyle beraber onu kurtarmaya uğraşıyormuşum gibi hissettim tüm kitap boyunca. Mark'ın yeteneğine, zekasına, problem çözme yeteneğine, hep pozitif kalan psikolojisine ise hayran kaldım. Onun bu her problemi çözebilmesi ve hiç inişe geçmeyen psikoloji çok eleştirilmiş, hakkında çok yazılıp çizilmiş. Aslında yanlış bir tarafı yok, hem makine mühendisi hem de botanist olmayan biri bu şekilde başka bir gezegende mahsur kalsa Mark'tan çok daha fazla zorlanırdı, belki hayatta kalamazdı bile. Mark sanki Mars'ta mahsur kalmak için 'en uygun' karaktermiş de bu o yüzden onun başına gelivermiş gibi olmuş biraz. Beni de Mark'ın karşılaştığı zorluklar başlarda daha çok heyecanlandırsa da sonralarda her şeyin çaresine bakmasına o kadar alıştım ki artık olağan gelmeye başladı. Yiyecek sıkıntısı mı çekecek? Mars'ta patates yetiştirir! Hab mı patladı? Watney halleder ya. Yeni bir GDF elbisesine mi ihtiyacı var? İki sıçradı mı tamam, ulaştı. Uzay gemisi yakıtından hidrojeni ayırıp Hab'ın içinde oksijenle yakarak (!) su yapmış birinden bahsediyoruz burada, kamon! 
Hep pozitif kalan psikolojisine gelecek olursak, yazar kitabın Mars'ta tek başına hayatta kalma mücadelesi veren birinin hikayesi üzerine olduğunu her ropörtajında vurgulamış. Bu yönden yazarın amacının dışına çıkmadığını rahatça söyleyebiliriz, ama Mark'ın psikolojisi üzerine biraz daha yoğunlaşabilirmiş tabi elbette. Biri sırf neşeli ve pozitif diye Mars'ta yapayalnız kalınca ve herkes onu öldü bilirken hiç mi psikolojisi bozulmaz? Tamam bozuluyor, hiç etkilenmiyor diyemem ama çok da yeterli değil. Mark karşısına çıkan problemler için sızlanmak ve kendini sıkmak yerine çözüm yolları düşünüp onları uygulamayı ve problemden kurtulmayı tercih ediyor. Astronot olarak seçilen ve uzaya gönderilen kişilerin normal insanlardan çok daha fazla yetenekli olması, birden çok alanda uzmanlaşmış olmaları (Mark'ın hem makine mühendisi hem de botanist olması gibi), analitik düşünme becerileri ve mantıklı olmaları aranılan şeyler olsa gerek. Görevden önce alınan psikolojik destekler ve kişiliği de Mark'ın psikolojisini korumak için ona yeterince yardımcı olmuş gibi görünüyor.
Göz ardı edemeyeceğimiz bir diğer nokta da, kitabın bilimsel ve hesaplamalarla dolu anlatımı. Ben bir mühendislik öğrencisiyim, o nedenle bilimsel hesaplamalar, açıklamalar benim için gerçekçiliği sağlayan ve okumaktan zevk aldığım bölümlerdi. Ancak herkes mühendis ya da fizikçi, kimyacı değil elbette; o nedenle kitabın bu yönü herkesin ilgisini çekmeyecektir. Ama ben sevdim. Biraz daha benim alanıma yakın bir şeyler okumak, üstelik iyi bir kurguyla harmanlanmış olarak okumak benim için fazladan beğeni, fazladan zevk demekti. Yine de kitabın bilimsel yönünün o kadar da ağır, anlaşılmaz olduğunu düşünmüyorum; özellikle yazarın yaptığı açıklamalar bunları daha basite indirgiyordu ve okur için kolaylık sağlıyordu. Bununla birlikte kitabı yazmadan önce iyi araştırmış, güzel kurgulamış, tek tek ince ince her şeyi hesaplamış olan yazarı tebrik etmek gerek.
Son olarak ben size derim ki, kimseye bakmayın, alın okuyun bu kitabı. Zaten Goodreads'te en iyi bilimkurgu romanı seçilmiş, var mı ötesi? Yine de milleti boşverin, kendi fikrinizi edinmek için okuyun. Umarım siz de benim gibi beğenirsiniz :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS