Bizim Büyük Çaresizliğimiz / Barış Bıçakçı

3 Mart 2016 Perşembe

Kitabın Adı: Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Yazarı: Barış Bıçakçı
Türü: Dram, Romantik, Türk Edebiyatı
Goodreads Puanı: 4,23
Sayfa Sayısı: 167
Yayınevi: İletişim Yayınları
Basım Yılı: 2004

Arka Kapak Yazısı:
Sıkı bir dostluk... Aslında hikâye onların hikâyesi, Ender'in ve Çetin'in... Günün birinde hayatlarına bir genç kız girer. Şimdi düşünme, hatırlama ve kendini didikleme zamanıdır. 
"Nihal'e başından beri olduğumuzdan farklı göründük. Böyle gerekmişti. Koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yap­ması gerektiğini bilen, Nihal düzgün yürüsün, üniversiteyi uzatmadan bitirsin, yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye asfalt döşeyen iki orta yaşlı, deneyimli er­kek. Biri göbekli, diğeri kel."
Barış Bıçakçı, bu çağa özgü lâf kalabalığından; dil, duygu, düşünce kirliliğinden paçalarına tek damla çamur bulaştır­madan çıkabilen, şaşırtıcı bir içışığı cömertçe yayan bir ya­zar. Nefes alır gibi, su içer gibi yazıyor.
Okumadan önce yorumlarıyla, türüyle, arka kapak yazısıyla, kimi zaman da kapağıyla beni kendine çeken, çok seveceğimi bir şekilde bildiğim kitaplar oluyor bazen. Nasıl oluyor bilmiyorum, ama hani görür görmez kanımızın kaynadığı, pozitif elektriğin alasını aldığımız insanlar olur ya, işte bu durumun aynısını kitaplarda da yaşıyorum ben. Kitap daha elime geçmeden bunu hissedince de, alıp okumak için bekliyorum süre. Bu her zaman kolay olmasa da önümde beni gerçekten heyecanlandıran, çok seveceğime adım kadar emin olduğum, bana okumanın gerçek zevkini tattıracak bir kitap olduğunu bilmek; gerçekten harika bir his. Kulağa biraz garip gelse de böyle kitapları bulmak benim için her zaman kolay olmadığından o hissi dibine kadar tatmaktan başka bir şeyin umurumda olmadığını söylemem gerek. Çok sevilecek kitap kolay yetişmiyor.
İşte Bizim Büyük Çaresizliğimiz de bu kitaplardan biri oldu benim için. Barış Bıçakçı'nın adını yeni duymuş olduğum için biraz utansam da, geç olsun güç olmasın dedim ve Bizim Büyük Çaresizliğimiz'le birlikte araştırdım bütün kitaplarını. Tam benim sevdiğim gibi, az ve öz, yalın cümlelerle, dostluk gibi, şehirleri insanlaştırmak gibi, günümüzde artık var olmayan o naif aşklar gibi konuları işlediğini öğrenince; bir de tüm bunlar yerli bir yazardan çıkınca nasıl keyiflendim anlatamam. Türk insanının yaşam tarzını, bildiğimiz şehirleri, hayatımızın içinden olan insanları anlatınca, bir de yazarın yazdığı dilde okuyunca çok başka bir tat bırakıyor bu tarz kitaplar bende. Bizim Büyük Çaresizliğimiz yine aynı konuyu işleseydi ama Ankara yerine Dublin'de geçseydi, karakter isimleri İngilizce olsaydı bu kadar sevemezdim mesela. Böyle kitapları kendi dilinden okumak çok başka.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz, mektup şeklinde, kahraman anlatıcı bakış açısıyla yazılmış bir kitap. Kitap boyunca Ender'i dinliyoruz. Ender Çetin'e iç döker gibi, hatta adeta günah çıkarır gibi; dostluklarından, Nihal'e olan aşkından, geçmişten bahsediyor. Ender ve Çetin, ilkokuldan beri tanışan ve liseden beri çok yakın arkadaş olan, yıllarını birlikte geçirmiş, ara ara ayrı düşseler bile birbirlerinden hiç kopmamış iki orta yaşlı adam. Biri göbekli, diğeri kel. İlkgeçlik yılları birlikte Ankara'da geçse de Çetin okul ve çalışma hayatı nedeniyle bir süre başka yerlerde bulunduktan sonra Ankara'ya dönmüş ve ikisi liseden beri hayalleri olan ev arkadaşı olma fikrini yeni hayata geçirmişlerken aniden başka biri daha giriyor hayatlarına: liseden başka bir arkadaşları olan Fikret'in kardeşi Nihal. Nihal ve Fikret anne ve babalarını yeni kaybetmişler ve Fikret Amerika'da çalıştığı için oraya dönmek zorunda, Nihal de üniversiteye devam etmek için Ankara'da kalmak. Ankara'da başka kimseleri olmadığından Fikret arkadaşlarından kardeşini yalnız bırakmamalarını rica ediyor ve böylelikle Nihal ikisinin evlerine, hayatlarına girmiş oluyor. Bir zaman sonra ikisi de Nihal'e aşık oluyorlar. Ve ondan sonra hesaplaşmak, yüzleşmek, kabullenmek zamanı geliyor.
Kitap boyunca anlatılan, ailesini yeni kaybetmiş bir genç kızla yaşanılan sorunlar, üçünün hikayesinin ilerleme şekli, Nihal'le Ender'in arasında geçen konuşmalar, o anlamlı sessizlikler, Ankara, geçmişe dönüşler; her şeyi, her şeyi çok sevdim. Ama bunlardan daha çok, Ender ve Çetin'in arasındaki dostluğu sevdim. Öyle bir yakınlığa çok inanmasam da, onlarınki gibi bir dostluğa sahip olmak için neler vermezdim. "Dostluk baki kalır" sözünün bir kanıtı gibiydi onların ilişkisi benim için. Çok insancıldı, çok sahiciydi, çok güzeldi. Hayatta aslında nelerin, kimlerin önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tek kelimeyle mükemmeldi.
Barış Bıçakçı gerçekten çok iyi bir yazar. Kullandığı cümleler, yalın anlatımı, değindiği noktalar, hikayesini yönlendirme şekli; her şeyi çok iyiydi. Küçücük kitaba sığdırdıkları kitabın boyutunun çok çok üstündeydi. Gülümseyerek kapattığım ve altını çizdiğim bir sürü yer olan nadir kitaplardan biri oldu benim için Bizim Büyük Çaresizliğimiz. Diğer kitapları da alınacaklar listeme çoktan girdi bile. Bilen bilmeyen herkes okumalı, herkes bu türe biraz aşina olmalı diye düşünüyorum ben. Gerisi sizin bileceğiniz iş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS