20. İzmir Tüyap Kitap Fuarı

21 Nisan 2015 Salı

Herkese merhabaaa :)) Nisan demek sadece baharın gelmesi değil, İzmir'de kitap fuarının başlaması da demek :) Çoğu kişi gibi ben de fuarı iple çekiyordum ve açılır açılmaz soluğu orada aldım. Fuar her zamanki gibi harikaydı, etkinlikler, imza günleri, indirimler birbirini kovaladı ve hala da devam etmekte. Meraklıları için fuar 26 nisana kadar açık, bilginize :))
Fuara 3 kere gittim ve tabi ki elim boş dönmedim. Bakalım neler almışım? :)


İthaki'nin bize sürpriz yaparak İzmir fuar zamanına kadar çıkaracağını duyurduğu baştaki 2 bebek kavuşmak için dört gözle beklediğim kitaplardı. Tam 4 yıldan sonra 3.kitap olmasa da Kral Katili Güncesi'nden yeni bir öykü okuyacak olmak beni inanılmaz heyecanlandırdı :) Orijinal adı hayli ilginç olan ve nasıl çevrileceği merak edilen Auri'nin öyküsünü İthaki Sessizliğin Müziği olarak çevirdi ve bu sayede Kvothe için bizi bekletmeyi alışkanlık (!) edinen Pat ağzımıza bir parmak bal çalmış oldu :) Kvothe'un hikayesini ilk okuduğumda üniversiteye  yeni başlamıştım ve korkarım ki son kitabı çıktığında mezun olmuş olacağım. Bu bekleyiş beni öldürecek :((
11 Doktor 11 Öykü ise İthaki'nin 1000.kitabı ve dünyaca ünlü yazarların her bir Doktor için kaleme aldığı yepyeni öykülerden oluşuyor. Fırından yeni çıkan taze taze sıcak sıcak öykülere hmm yummy tepkisini vermeyen Whovian değildir bence :))
Trendeki Kız'ı alıp almamak konusunda çok tereddüt ettim, elim hep gitti geldi çünkü kitabın inanılmaz tanıtımı yapıldı, herkes okumak için sıraya girdi, bestseller oldu vs... Bestseller olan kitapları sevemiyorum, güvenemiyorum nedense. Bu nedenle tam almamaya karar vermiştim ki fikrimi değiştirdim, kitaba bir şans vermek istedim. Umarım çok güzel bir kitaptır ve beni yanıltır :)


Şimdiye kadar hiç Neil Gaiman okumadım ama adını bloglarda öyle çok gördüm ve kitaplarına övgüler duydum ki başlamaya karar verdim. Yıldız Tozu'nu bir arkadaşım tavsiye etmişti, o zaten aklımdaydı. Bir de standtaki görevliden tavsiye istediğimde elime Mezarlık Kitabı'nı tutuşturunca ve de üstüne güzel bir indirim yapınca onu da almadan edemedim.


Marslı ve Kan Şarkısı hiç aklımda yokken birkaç blogda olumlu yorumlar okuyunca almaya karar verdiğim kitaplardı. Standtaki görevliden Kan Şarkısı'nın ve Locke Lamora'nın Yalanları'nın ikinci kitaplarının çevirilerinin bittiğini, sadece düzenlemelerinin kaldığını ve yaz aylarında çıkacaklarını öğrenmek de kitabı almamda etkili oldu. Beğendiğim bir seride kitaplar arasına uzuuun süreler girince hem önceki kitaplarda neler olduğunu unutuyorum, hem de beklemek çok sinir bozucu hale geliyor. Bkz. Kvothe (ah Pat ah!) :(( 


Türk edebiyatının en önemli yazarlarından olan Sabahattin Ali'nin şimdiye kadar sadece  Kürk Mantolu Madonna'sını ve Değirmen'ini okumuştum, öyle çok sevdim ki bu iki romanını da standtan kapıverdim :)


Bu üçlüden aklımda olan tek kitap Marc Levy idi, şimdiye kadar yazarı hiç bilmiyorken bir arkadaşımın tavsiyesiyle aldım. 
Satranç'ı ise o kadar büyük bir zevkle okudum ki Stefan Zweig'in tüm kitaplarını merak etsem de arka kapaktaki tanıtım yazılarına göre en çok Clarissa'yı beğendim ve onu aldım. 
Albert Camus da yabancısı olduğum ve merak ettiğim bir yazardı, ona da Yabancı'yla başlamaya karar verdim.
Benim fuardan aldıklarım bu kadar, daha istediğim bir çok kitap olsa da şimdilik bunlarla yetindim. Ya siz ne tavsiye edersiniz? :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS