Özgün Adı: The Darkest Minds
Yazarı: Alexandra Bracken
Türü: Bilimkurgu, Distopya, Genç Yetişkin
Goodreads Puanı: 4,28
Sayfa Sayısı: 576
Yayınevi: Parodi Yayınları
Basım Yılı: Bracken, 2012
Parodi, 2014
Çevirmen: Handan Sağlanmak Arlı
Arka Kapak Yazısı:
Adım Ruby.Hepinizden farklıyım.Aklınızın derinliklerinde gezinebilir, anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile.Yalnız değilim.Maviler... Yeşiller... Turuncular...Sarılar ve Kırmızılar...Karanlık Zihinler...Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlarVe kaçanlar...
"Bu kitap, distopya okuyucuları için bir baş ucu kitabı olacaktır." - School Library Journal-
"Bir solukta okuyacağınız KARANLIK ZİHİNLER'in sürükleyici anlatımı, kalbinizi durduracak bir finalle son buluyor. Öyle ki bu mükemmel üçlemenin ikinci kitabının çıkmasını her şeyden çok isteyeceksiniz." - Publishers Weekly-
Kabul ediyorum, yine kendime hakim olamadım. Yine yapılan abartılı yorumlara, bol keseden verilen goodreads puanlarına, indirimlere kandım ve bir genç yetişkin kitabı aldım. Ama bu seferki distopya olduğundan bu deneyimim diğerlerindeki gibi kötü değildi. En azından, diğerlerindeki kadar kötü değildi.
Karanlık Zihinler, ta geçen yazdan beri her yerde gördüğüm, distopya olduğunu öğrenince iyice ilgimi çeken, nedense ilk andan itibaren bende Açlık Oyunları izlenimi bırakmış bir kitaptı. Seri olduğunu öğrenince devam kitapları çıkmadan okumamaya karar vermiştim ve D&R'ın 10 liralık indiriminden alıp kitaplığımda bekleyenler köşesine koymuştum. Zaman geçti, arttığını fark ettiğim kötü yorumlarla ve geçmişte genç yetişkin türüyle yaşadığım kötü deneyimlerle kitabı okuma hevesim kaçtı. Ama almıştım bir kere. Fuardan son kitabını da edinince artık okumalıyım dedim ve seriyi haziran ayı içinde bitirdim.
Karanlık Zihinler, aynı adı taşıyan serinin ilk kitabı. Sebebi bilinmeyen bir nedenle Amerika Birleşik Devletlerinde 8-14 yaş arası çocuklar aniden ölmeye başlıyorlar. Hayatta kalanlarsa çeşitli güçlere sahip oluyor. Çocukların sahip oldukları bu güçler renklerle sınıflandırılmış durumda; müthiş zeki olan Yeşiller, telekineziyle eşyaları ve insanları hareket ettirebilen Maviler, elektriği kontrol edebilen Sarılar, ateşi kontrol edebilen Kırmızılar ve zihin kontrolü yapabilen Turuncular bu sınıflandırmaya dahil. İdiyografik Adolesan Akut Nörodejenerasyon (kısaca İAAN) adı verilen bu hastalığı tedavi etmek amacıyla çocuklar ülke genelinde açılan rehabilitasyon merkezlerine gönderiliyorlar. Ancak toplama kamplarından farksız olan bu merkezlerde araştırma adı altında çocuklara işkence etmek ve köle gibi çalıştırmaktan başka bir şey yapılmıyor. Sarılar ve Kırmızılarla birlikte en tehlikeli sınıf kabul edilen Turunculardan biri olan ana karakter Ruby, 10 yaşındayken bu kampların en büyüklerinden birine yerleştiriliyor. Yıllar sonra her nasılsa bu hapishaneden bozma kamptan kaçmayı başarıyor ve Liam, Chubs ve Zu üçlüsüyle karşılaşıyor. Sonrasında ise onların atıldıkları maceraları okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, kitap çok akıcıydı. Neredeyse 600 olan sayfa sayısını normalde yavaş okuyan biri olan ben 3 günde bitirdim. Ama her ne kadar akıcı olsa da, kitap fazla uzatılmış hissi verdi bana. Yazar hikayesini bu kadar sayfaya gerek kalmadan da anlatabilirdi.
Çok sevenlerin aksine, ben konunun da klişe olduğunu düşünüyorum. Ana fikir güzelse bile kurgu zayıftı ve artık türdeşlerine her yerde rastladığımız ergenlerin toplumu kurtarma çabası üzerine kurulmuştu. Ben artık sürekli ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan bu konuyu okumaktan sıkıldım açıkçası. Bence kitabın en büyük eksisi buydu. Bu nedenle belirli bir yaşın üstündekilerin okuması gerektiğini düşünmüyorum, okunacak kitap bulunamıyorsa belki farklı bir seçenek olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder