Sınavı atlattıktan sonra aylarca ayrı kaldığım kitaplarıma geri dönmeyi iple çekiyordum, sonunda o günler geldi ve bol bol hasret giderdik. Haziran ayının gelmesiyle hemen çok merak ettiğim ve son kitabını da aldığım için daha fazla bekletmenin bir mantığının olmadığı Karanlık Zihinler serisine başladım. O kadar akıcıydılar ki sayfa sayıları 500den fazla olan kitapları 2 hafta içinde bitirdim. Ancak seriyi çok beğendiğim söylenemez. Son zamanlarda türdeşlerine sıkça rastladığımız distopik kitaplardan bunlar da, ben de artık aynı şeyleri okumaktan biraz sıkıldım açıkçası. Kitapların ayrıntılı yorumları en kısa zamanda gelecek.
Haziranın ikinci yarısında ilk yarıdaki performansım düştü ve iki tane -onlar da incecik- kitap okuyabildim. Kuşlar da Gitti benim kalemini çok sevdiğim Yaşar Kemal'e dönüş kitabım oldu. Ama kitap beni pek sarmadı açıkçası. Hep köy romanlarına alışkın olduğumuz yazarın bu şehirli romanını sevemedim. Belki sonra bir şans daha verebilirim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ise bu ay okuduklarım içinde en çok beğendiğim kitap oldu. En sevdiğim yazarlardan olan Stefan Zweig'in külliyatından okuyacağım bir kitap daha eksildi böylece. Bunun da yorumu en kısa zamanda gelecek.
Bunların haricinde bir kitaba daha başladım ama onu daha bitirmediğim için listeye dahil edemedim. Haziran ayı benim için okuduğum kitaplar açısından ortalama bir ay oldu diyebilirim. Umarım temmuzda daha güzel kitaplar okurum. Sizin haziran ayınız nasıl geçti?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder