Özgün Adı: Animal Farm
Yazarı: George Orwell
Türü: Kurgu, Siyasi Hiciv
Goodreads Puanı: 3,81
Sayfa Sayısı: 158
Yayınevi: Can Yayınları
Basım Yılı: George Orwell, 1945
İlk Türkçe baskı, 1954
Çevirmen: Celal Üster
Arka Kapak Yazısı:
İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940'lardaki "reel sosyalizm"in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.
Altbaşlığı Bir Peri Masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.(Tanıtım Bülteninden)
Hemen bir günde bitirdiğim bir kitapta bugün sıra. Zaten kısa bir kitap olunca ve bir de üstüne George Orwell'in elinden çıkınca kısa sürede bitmemesi garip olurdu tabii :) Birkaç hafta önce yazarın 1984'ünü okumuştum ve nefesim kesilmişti, bayılmıştım. Hal böyle olunca da Hayvan Çiftliği'ne gözü kapalı başladım, iyi ki de öyle yaptım. Yaz okuma şenliğinin tiyatroya uyarlanmış bir kitap kategorisi için Babalar ve Oğullar'ı okuyacaktım ama pek sarmayınca Hayvan Çiftliği'ni o kategoriye koydum.
Kitap, adından da anlaşılacağı üzere bir çiftlikte geçiyor. Ve kitabın ana karakterleri de bu çiftlikteki hayvanlar. Çiftliğin sahibi hayvanlara kötü davranıp onlara eziyet ediyor ve hayvanlar da bu zulümden şikayetçi olsalar da bir şey yapamıyor, kendilerini kurtaramıyorlar. Boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Sonra bir gün çiftliğin en yaşlı, bilge ve saygı gören domuzu Koca Reis gördüğü bir rüyayı anlatmak için tüm hayvanları topluyor ve hayvanların iyi, sağlıklı, köle gibi çalıştırılmadan, karınları tok ve mutlu bir hayat yaşamalarının zor olmadığından bahsediyor. Bu hayatı, toplumu kendilerinin elde etmeleri, ayaklanmaları gerektiğini öğütlüyor. Ardından da çok eskilerde söylenip ama artık unutulan İngiltere'nin Hayvanları şarkısını bütün hayvanlara öğretiyor ve ertesi gün ölüyor.
Ardından ayaklanma fikri kafalarına iyice yerleşen hayvanlar patlak veren küçük bir olayla birden ayaklanma başlatıyor ve çiftliğin sahiplerini evden kovuyorlar. Lider olarak kendilerine diğer hayvanlardan daha zeki olan domuzları seçiyorlar. Ancak iki domuz sürekli birbiriyle yarıştıktan, kavga ettikten sonra biri diğerini çiftlikten kovuyor ve tek başına diğer hayvanlara hükmetmeye başlıyor. Sonucunda da hayvanların insanların zamanında olduğundan daha kötü bir hayatları oluyor.
Kitapta hayvanların lideri olan domuz Stalin'i temsil ettiği için kitap bir hiciv olarak sayılıyor sanırım. Zaten hayvanlar da komünist toplumlarda olduğu gibi bir yaşam biçimine sahip oluyorlar zamanla. Kitabın anlatımı çok akıcı, dili çok yalın; olaylar öz ve tam olarak istediği mesajı verecek şekilde çok anlaşılır anlatılmış. Topluluğun 'güdülmesi' de 1984'te olduğu gibi fazla gerçek ve bunun sonucu olarak da rahatsız edici. Ama elbette bu yazarın başarısını, kitabın kalitesini gösterir. Kitap genel olarak çok başarılıydı bence zaten. 5 puan verecektim aslında ama sonu bir yere bağlanmamış, havada kalmış, hikaye aniden yarıda kesilmiş gibi geldi bana. Ben domuzların ya da hayvanların sonunun nereye varacağını görmek için okurken farklı bir sonla karşılaştım. Bu da kitabın tek eksik yanıydı bence. O nedenle 4 verdim. Yine de Orwell'in kaleminin ve kitaplarında seçtiği, anlattığı konuların, olayların güzelliğinin önüne geçebilecek çok az yazar vardır dünyada. Keşke Orwell hep yazsaymış ve biz de hep okusaymışız onun güzel işlerini. Hayvan Çiftliği ve 1984 benim iyi ki okudum dediğim kitaplar listesine çoktan girdiler bile, siz de eğer okumadıysanız bunları mutlaka okunacaklar listenize dahil etmelisiniz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder