Yine boğucu ve yorucu bir final haftasını atlatmışken biraz nefes alabilmek için blogla ilgilenmek istedim; zira stresten kafayı yemek üzereyim. Bir de mezuniyet söz konusu olunca sınav zamanı insanın üzerinde olan baskı ve gerginliği düşünün diyeyim de siz anlayın halimi. Umarım bu dönem diplomama kavuşurum da üniversite macerası da böylelikle biter gider.
Yine her zamanki gibi sınav haftasından önce gelen deli gibi kitap okuma isteğine (normal zamanda olduğundan çok daha fazla, her sınav dönemi istisnasız böyle oluyor :D ) zar zor karşı koymam sadece 1 hafta sürebildi; sonunda dayanamayıp ne zamandır okumak istediğim Marslı'ya başladım ve işte şimdi de blogda yeni bir yazı dizisine başlıyorum: Ne Okusam? Pek konuşulmamış, bilenin bildiği ama bilmeyen, okumayan, duymayan insanların da çok olduğu; ancak bence çok iyi, çok değerli ve kaliteli kitapları tanıtmak istiyorum bu yazılarda (Bilinmeyen derken de; tamamen kendi araştırmalarım ve çevremden gözlemlediklerimi baz alıyorum. Sevilen bir eseri pek bilinmeyen diye burada yazdığımı görürseniz, lütfen beni uyarın). Özellikle okuyacak kitap bulamama dönemine girmiş okuyuculara yardımcı olacağını düşünüyorum, umarım gerçekten öyle olur ve sizlerin hoşuna gider ^_^
İlk yazıda Giddar ve onun devam kitabı Beşlerin Çağı'nı tanıtacağım. Başlangıç için daha uygun bir kitap daha olamazdı herhalde; yazarın yarattığı dünya öyle mükemmel, öyle harika ki; elinizden bırakmıyorsunuz, sizi sarıp sarmalıyor, nefesinizi kesiyor. Kurgunun yaratıcısı da, gururla söylüyorum ki; bir Türk! Erbuğ Kaya'yı gerçekten taktir ediyorum, böyle muhteşem eserlerin Türk yazarların elinden çıktığını görmek mutluluk verici. Kaleminize sağlık!
Giddar'ı ilk okuduğumda kitabı bitirmem 2 günümü bile almamıştı sanırım; ki boyutları da hiç öyle azımsanacak bir kitap değil. Bir arkadaşımdan ödünç aldığım kitabı istemeye istemeye geri verdiğimin ertesi günü -sevdiğim kitaplar ille de kitaplığımda olsun takıntım var, hangimizin yok ki?- İzmir'de tüm kitapçıları gezmiştim ama yok yok yok; bir türlü bulamadım. İnternetten de alışveriş yapmıyordum o zamanlar, ve kitabı bulmam yıllarımı aldı. Abartmıyorum, gerçekten yıllarımı aldı. Kitabı okuduğumda lisedeydim, Pan Kitapevi'nde gezerken rafta gördüğümde ve gözlerime inanamayıp hiç düşünmeden aldığımda ise üniversitede. Devam kitabı Beşlerin Çağı da çıkınca onu da edinmemek olmazdı tabi. Neyse ki onu arayışım gayet sorunsuz oldu :D
Neyse, konu çok dağıldı. Ne diyordum? Evet, fantastik edebiyat tutkunları! Giddar'a bayılacaksınız, benden söylemesi :))
Konusuna gelecek olursak; Dünya'nın çok dışında bir evrende, bizim hayatlarımızdan çok farklı bir yaşam hayal edin. Giddar adı verilen bir kara parçasında kurulmuş krallıklar, imparatorluklar kuzey ve güney olarak ikiye bölünmüşler. Kuzeyle güneyi ayıran şey ise bir duvar. Bu duvar üç bin yıl önce yapılmış; çıkan bir savaş sonrasında duvarın hemen güneyindeki bir toprak parçası terkedilmiş. İşte kuzeylilerin korktuğu ve içinde değişik yaratıkların yaşadığına inandıkları bu terkedilmiş topraklar, aslında bilinmeyen birçok şeyin merkezidir. Kuzeylilerin güneyliler hakkında düşündükleri ve yüzyıllardır dilden dile aktardıkları korkutucu efsaneleri, güneyliler de kuzeyliler için düşünmektedirler. Duvar'ın hemen kuzeyindeki Venior Krallığı'nda yaşayan şövalye Siox Dia Mont, Duvar'ı korumaya çalışırken Giddar'da var olduğuna inanılan bir tanrıçaya inanan kardeşi Luca Mont tarafından saldırıya uğrar. İşte her şey bundan sonra başlar. Kardeşinin peşinden giden Siox Arkonyalılarla tanışır, Dhrazma'yla karşılaşır, bir Shelian kadınıyla paylaştığı kendi geçmişi hakkında hiç bilmediği bir gerçeği öğrenir, yaşadığı toprakları kurtarma gücünün sadece kendisinde ve arkadaşlarında olduğunu anlar ve harekete geçer... İşte Giddar ve Beşlerin Çağı'nın size sunduğu koca dünyanın özeti bu; bunu okuduğunuzda bile heyecanlanmadınız mı? Eger hoşunuza gittiyse, hemen bu kitapları edinin. Kitaplar, içinde bulunan haritası, akıcı dili ve tanımlayıcı anlatımıyla bütün sorularınıza cevap verecek ve sizi Giddar'ın içindeymişçesine sahiplenecek. Giddar'ın gizemini çözmede bol şanslar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder